Günümüz ekonomisindeki temel eğilimlerin başında dijitalleşme ve sürdürülebilirlik geliyor. Endüstri 4.0’ın temel bileşeni olan dijitalleşme, üretim ve tüketim dünyasının kurallarını yeniden yazarken yeni ekonomik sistemin olmazsa olmazı “sürdürülebilirlik” olarak öne çıkıyor.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ve ESG (ya da Türkçesiyle “ÇSY”; Çevresel-Sosyal- Yönetişim) ilkeleri çerçevesinde, artık çevresel, sosyal ve yönetişimsel sürdürülebilirliği desteklemeyen herhangi bir faaliyet bir yönü eksik kabul ediliyor. Bu durum, dijital ekonominin kurallarının da sürdürülebilirlik çerçevesinde ele alınması gerektiğine işaret ediyor. Dijital etkinin verimliliği ve kârlılığı artırması önemli -ancak geniş anlamıyla sürdürülebilirliği desteklemesi şartıyla!
Çevresel sürdürülebilirlik bağlamında güncel eğilim, üretim ve hizmet birimlerinin daha dijital ve yeşil hâle gelmesi. Böylelikle eski üretim sisteminin getirdiği verimlilik kayıplarının önüne geçilebilir. Ayrıca düzenlemeler ve gönüllü girişimlerin öncülüğünde hayata geçirilmeye çalışılan yeni sürdürülebilirlik düzenine de uyum sağlanabilir. Finansal hizmetlerin büyüme-kalkınma süreçlerindeki etkin rolü nedeniyle, daha dijital ve daha yeşil olması gereken sektörlerden biri de finans sektörü. Biz de bu yazımızda tek başına dijitalleşmenin neden finans sektörü için yeterli bir amaç olmadığını ve bunun neden daha yeşil olması gerektiğini tartışacağız.